Modal content
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.
 
2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır.

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,
5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresi ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11 inci maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

  • e-Devlet
  • İçişleri Bakanlığı
  • Denizli

Valilikler

T.C. Merkezefendi Kaymakamlığı
T.C. Merkezefendi Kaymakamlığı
T.C. Merkezefendi Kaymakamlığı
  • KAYMAKAMLIK
    Kaymakam Kaymakamlık Birimleri İlçe Protokol Listesi Tarihçe Mevzuat Kurumsal Kimlik
  • MERKEZEFENDİ
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    İmza Yetkileri Yönergesi Hizmet Birimleri Kamu Hizmet Standartları Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı Taşınmaz Mal Zilyetliği İnternet Kafe İşlemleri Toplantı Gösteri ve Yürüyüş Güzergahları Etik Komisyonu
  • GÜNDEM
    Haberler Duyurular Etkinlikler Basın Açıklamaları İlanlar İhale İlanları Okul ve Öğrenci Güvenliği
  • İLETİŞİM
°C
14
Haziran2025
Parçalı Bulutlu
23
°C
5 Günlük Hava Tahmini
temizle
  • KAYMAKAMLIK
    • Kaymakam
    • Kaymakamlık Birimleri
      • İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü
      • İlçe Bilgi İşlem Şefliği
      • İdare ve Denetim Şefliği
      • İlçe Hukuk İşleri Şefliği
    • İlçe Protokol Listesi
    • Tarihçe
      • Hükümet Konağı Tarihçesi
      • Görev Yapmış Kaymakamlar
    • Mevzuat
    • Kurumsal Kimlik
      • Kaymakamlık Logosu
  • MERKEZEFENDİ
  • MAHALLİ İDARELER
  • HİZMETLERİMİZ
    • İmza Yetkileri Yönergesi
    • Hizmet Birimleri
      • İlçe Jandarma Komutanlığı
      • İlçe Emniyet Müdürlüğü
      • İlçe Nüfus Müdürlüğü
      • İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
      • İlçe Müftülüğü
      • Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğü
      • İlçe Malmüdürlüğü
      • İlçe Sağlık Müdürlüğü
      • İlçe Tapu Müdürlüğü
      • İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü
      • İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü
      • İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü
      • İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlüğü
    • Kamu Hizmet Standartları
      • Apostil İşlemleri
    • Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı
    • Taşınmaz Mal Zilyetliği
    • İnternet Kafe İşlemleri
    • Toplantı Gösteri ve Yürüyüş Güzergahları
    • Etik Komisyonu
  • GÜNDEM
    • Haberler
    • Duyurular
    • Etkinlikler
    • Basın Açıklamaları
    • İlanlar
    • İhale İlanları
    • Okul ve Öğrenci Güvenliği
  • İLETİŞİM

Merkez Efendi

Muhtemelen 868 (1463-64) yılında Denizli’nin Sarı Mahmudlu köyünde (bugün Buldan kazasına bağlı Akçaköy) dünyaya geldi. Bazı kaynaklarda Uşak veya Manisa’da doğduğunun belirtilmesi (Yûsuf b. Ya‘kūb, s. 46; Hüseyin Vassâf, III, 268) adı geçen köyün bu şehirlerin sınırlarına yakınlığı sebebiyle olmalıdır. Asıl adı Mûsâ, künyesi Ebü’t-Takī, lakabı Merkez Muslihuddin’dir. Merkez Efendi veya Merkez Halîfe diye tanınır. Babasının adı Mustafa, dedesinin adı Kılıç Bey’dir. Taşköprizâde, muhtemelen babasıyla karıştırdığı için adını Muslihuddin Mustafa şeklinde kaydetmiştir. Soyundan gelen Nurullah Kılıç’ın derlediği, babadan oğula intikal eden kaynakları değerlendiren M. Asım Çalıkoğlu, Merkez Efendi’nin ilk eğitimini memleketinde aldıktan sonra 883’te (1478) Bursa’ya giderek on beş yıl süren bir tahsilin ardından icâzet alıp 898’de (1493) İstanbul’a gittiğini söyler (Sünbül Efendi ve Merkez Efendi’nin Resimli Hayatı ve Hüviyetleri, s. 32). Kaynaklar onun hocasının kimliği konusunda ihtilâf etmiştir. Taşköprizâde, Hızır Bey’in oğlu Ahmed Paşa’dan okuduğunu söylerken (eş-Şeḳāʾiḳ, s. 541) Halvetî-Sünbülî şeyhlerinden Yûsuf b. Ya‘kūb onun Veliyyüddin oğlu Ahmed Paşa’ya Bursa’da, Hulvî de İstanbul’da dânişmend olduğunu belirtmektedir (Menâkıb-ı Şerîf, s. 47; Lemezât-ı Hulviyye, vr. 220a). Merkez Efendi’nin Bursa’da bulunduğu tarihlerde Veliyyüddin oğlu Ahmed Paşa’nın bu şehirde müderris değil sancak beyi olarak görev yaptığı, Merkez Efendi İstanbul’a gittiğinde ise adı geçenin İstanbul’da olmadığı bilindiğine göre (DİA, II, 111) Taşköprizâde’nin verdiği bilgi daha doğrudur. 

Tahsili sırasında bir ara tasavvuf yoluna girmeye karar veren Merkez Efendi, Hulvî’ye göre Karaman’a, Yûsuf b. Ya‘kūb’a göre Amasya’ya giderek Halvetiyye şeyhlerinden Habib Karamânî’ye mürid olmak istemiş, ancak şeyh mânevî eğitiminin başkası eliyle olacağına işaret edip onun bu isteğini geri çevirmiş ve kendisine “Muslihuddin” lakabını vererek halka vaaz etmesini tavsiye etmiştir. Dânişmendliği sırasında Ayasofya Camii’nde vaaz ettiği ve Beyzâvî tefsirinden nakillerde bulunduğu, ayrıca tefsir ve hadis dersleri verdiği de kaydedilen Merkez Efendi’nin İstanbul’da tanınmış şeyhlerin sohbetlerine katıldığı, ancak devranla zikir yaptırması ve vahdet-i vücûd görüşünü benimsemesi sebebiyle Koca Mustafa Paşa Dergâhı şeyhi ve Halvetî-Sünbülî kolunun kurucusu Sinâneddin Yûsuf’tan (Sünbül Sinan) uzak durduğu belirtilir. Merkez Efendi bu dönemde Fâtih’te Mirza Baba, Etyemez ya da Karabıçak Velî adlarıyla anılan tekkenin şeyhi Mirza Baba’ya intisap etti ve onun kızıyla evlendi. Güvendiği şeyhlerden hiçbirinin tam olarak tabir edemediği bir rüyasını bir başka rüyasında Sünbül Efendi’nin zorla odasına girip tabir ettiğini görmesi üzerine Sünbül Efendi’ye karşı olumsuz tutumunun yanlış olduğu kanaatine vardı ve dergâhına giderek şeyhe intisap etti. Onun Merkez Efendi lakabını bu olaydan sonra Sünbül Efendi’nin kendisine, “Sizler ... bu dairemizin merkezi olup ...” (Hulvî, vr. 221a) şeklinde devam eden iltifatı sebebiyle aldığı anlaşılmaktadır. Sonraki bazı kaynaklarda bu hususla ilgili daha başka görüşlere de yer verilmiştir. Evli olduğu için seyrüsülûkünü dergâhta kalmadan evinde tamamlayan Merkez Efendi, Sünbül Efendi’den hilâfet alması üzerine ilk olarak Aksaray’da Kovacı Dede (Sevindik Dede) adıyla anılan Halvetî Tekkesi’nde irşad faaliyetine başladı. Bir müddet burada faaliyet gösterdikten sonra Kanûnî Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan, Manisa’da yaptırdığı külliyedeki hankah için Sünbül Efendi’den bir şeyh isteyince oraya gönderildi. Kanûnî bu sırada sancak beyi olarak Manisa’da bulunduğuna göre (Yûsuf b. Ya‘kūb, s. 53; Hulvî, vr. 221a) Merkez Efendi Manisa’ya onun tahta geçtiği 926 (1520) yılından önce gitmiş olmalıdır. Ancak Tahsin Yazıcı, Hafsa Sultan Külliyesi’ndeki caminin 929’da (1523) tamamlandığını dikkate alarak Merkez Efendi’nin bu tarihten sonra oraya gitmiş olabileceğini söylemektedir (İA, VII, 768). 
 
Bazı çalışmalarda, Merkez Efendi’nin Manisa’daki külliyenin dârüşşifâsında tabip olarak görev yaptığına ve burada çeşitli baharatlardan hazırladığı macunu (mesir macunu, nevrûziye) her yıl nevruzda şifa için halka dağıttırdığına dair bilgiler yer almaktadır (Bayat, Manisa Mesir Bayramı ve Darüşşifası, s. 26). Merkez Efendi’nin çağdaşı olan müelliflerin bundan söz etmemesi ve dârüşşifânın onun Manisa’dan ayrılmasından çok sonra 946 (1539-40) yılında tamamlandığının bilinmesi bu bilginin doğru olmadığını göstermektedir (Emecen, s. 96). 
 
Sünbül Sinan Efendi’nin Muharrem 936’da (Eylül 1529) vefatı üzerine Merkez Efendi Manisa’dan İstanbul’a geldi. Sünbül Efendi’nin Koca Mustafa Paşa Dergâhı’nda yerine hangi halifesinin geçeceğini söylemediği, kim geçerse ona itaat edilmesini istediği, Merkez Efendi’nin şeyhin vefatından on gün sonra dergâha geldiği, önce kendisiyle kimsenin ilgilenmediği, ancak posta oturmaya en uygun halife olduğu anlaşılınca ona biat edildiği kaydedilmektedir (Yûsuf b. Ya‘kūb, s. 54-55; Hulvî, vr. 222a-b). 
Merkez Efendi’nin soyundan gelen Emel Esin’in Latin harflerine aktararak yayımladığı, İstanbul’daki Merkez Efendi Külliyesi’nin hamam ve müştemilâtına ait 959 (1552) tarihli vakfiyeden anlaşıldığına göre (TM, XIX [1979], s. 84-85) Merkez Efendi, Yavuz Sultan Selim’in kızı Şah Sultan ile evlenmiş ancak bu evlilik uzun sürmemiştir. Şah Sultan’ın ayrıca Lutfi Paşa ile evlenip boşandığı bilinmektedir. Onun Merkez Efendi ile evliliğinin Lutfi Paşa’dan önce mi yoksa sonra mı olduğu hususu açıklık kazanmamıştır. Emel Esin, bu evlilikten Ahmed Çelebi’nin doğmuş olması ve onun babasının ardından posta oturabilecek yaşta bulunması gibi hususları göz önüne alarak Şah Sultan’ın Merkez Efendi ile Lutfi Paşa’dan ayrıldıktan sonra evlenmesinin tarihen mümkün olamayacağını ileri sürmekte ve bu evliliğin 918-926 (1512-1520) yılları arasında Merkez Efendi Manisa’da iken gerçekleşmiş olması gerektiğini belirtmektedir. Yûsuf b. Ya‘kūb ile (Menâkıb-ı Şerîf, s. 63) Hulvî’nin (Lemezât-ı Hulviyye, vr. 225a) kaydettiği olayların seyri dikkate alındığında ise Şah Sultan’ın şeyh ile Lutfi Paşa’dan ayrıldıktan sonra evlendiğinin kabul edilmesi icap etmektedir. Hüseyin Vassâf (Sefîne, III, 271) ve Çalıkoğlu da (Sünbül Efendi ve Merkez Efendi’nin Resimli Hayatı ve Hüviyetleri, s. 46) bu kanaattedir. Aralarındaki büyük yaş farkı sebebiyle bu evliliği mümkün görmeyenler de vardır (Bayat, TDA, LXV [1990], s. 124). Aynı vakfiyede Merkez Efendi’nin Derviş Çelebi ve Ali Çelebi adlı iki oğlunun daha bulunduğu görülmektedir. Vakfiyenin kaleme alındığı tarihte hayatta olmadıkları anlaşılan ve annelerinden de söz edilmeyen bu çocukları ile Ümmü Hatun adlı kızı (Şah Sultan Vakfiyesi’nde geçmektedir; bk. Esin, XIX [1979], s. 82) muhtemelen Merkez Efendi’nin ilk evliliğinden dünyaya gelmiştir. Osmanlı Müellifleri’nde Ahmed Çelebi’nin Receb isminde bir de kardeşinin olduğu belirtilmiştir (I, 23). Çalıkoğlu ise Ahmed Çelebi’den söz etmeksizin Şah Sultan’dan doğan çocuğun Receb adını taşıdığına dair rivayetin bulunduğunu söylemektedir (Sünbül Efendi ve Merkez Efendi’nin Resimli Hayatı ve Hüviyetleri, s. 46). 
 
Kanûnî Sultan Süleyman ile Merkez Efendi arasında Manisa’da başlayan yakın ilişki İstanbul’da da sürmüş, padişah 943’te (1537) Korfu seferine çıkarken bir hatt-ı hümâyunla onu ordu şeyhi olarak tayin etmiştir (Yûsuf b. Ya‘kūb, s. 53; Hulvî, vr. 223a). Sultanın kendisinden söz ederken “bizim Merkez” dediği nakledilir. Şah Sultan, mensup olduğu Halvetiyye tarikatının yaygınlaşması için birtakım maddî imkânlar sağlamış, Merkez Efendi’nin Mevlânâkapı dışında yaptırdığı zâviye ve camiye vakıflar tahsis etmiş (bugün Merkez Efendi’nin türbesinin bulunduğu yerde kurulan zâviyenin inşa tarihi 920 [1514] olarak kaydedilmiştir, bk. DBİst.A, V, 396), ayrıca Eyüp’te kendi arsası üzerine bir cami ve zâviye yaptırmıştır. 1533’ten veya 1537’den az sonra inşa edilen bu cami ve zâviyeye tevhidhâne olarak da kullanılmak üzere 963 (1556) yılında bir cami daha ilâve ettirmiştir. Lutfi Paşa 946’da (1539) sadrazam olduktan sonra Davutpaşa’daki sarayı yanında bir cami ve zâviye daha yaptırmıştır. 
 
Merkez Efendi, Eyüp’teki tekkeye önce halifelerinden Gömleksiz Mehmed Efendi’yi, onun 951’de (1544) vefatı üzerine Seyyid Abdülhâlik Efendi’yi, Davutpaşa’daki zâviyeye Şah Sultan’ın arzusu üzerine Yanya’daki Yâkub Efendi’yi, kendi yaptırdığı Yenikapı dışındaki tekkeye de damadı Seyyid Muslihuddin’i tayin etmiştir. Merkez Efendi’nin ayrıca tarikat faaliyetleri için değişik yerlere yolladığı halifeleri de vardır. Bunlardan oğlu Ahmed Çelebi, Üsküdar Nakkaştepe’de bulunan Baba Nakkaş Tekkesi’ne, Köse Muhyiddin Efendi, İstinye’de Odabaşı Camii’nin yanında kendisinin yaptırdığı zâviyeye, Antalya Finikeli Abdi Efendi, önce İstanbul’dan İnceğiz’de (birçok yerin adı olan İnceğiz ile burada muhtemelen Çatalca bölgesindeki yer kastedilmiştir) Sultan Bayezid Camii’nin yanındaki zâviyeye, oradan Şehremini’deki Mimar Acem Tekkesi’ne, Karamanlı Ahmed Çelebi, Fâtih’te Tercüman Yûnus Zâviyesi’ne (Drağman Tekkesi), Uzun Şems diye tanınan Şemseddin Ahmed Efendi memleketi Tire’de kendisinin yaptırdığı tekkeye, Kütahyalı Ahmed Beşir Efendi köyü olan Garbalcı’da kurdurduğu tekkeye, Vizeli Bihiştî Ramazan Efendi de Çorlu’da yaptırdığı zâviyeye gönderilmiştir. 
Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde bulunan 958 (1551) tarihli (nr. 2194/95811) Haseki Külliyesi Vakfiyesi’nden Merkez Efendi’nin, doğduğu Sarı Mahmudlu köyünde bir cami yaptırdığı ve burada bir şeyhin faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır (Bayat, TDA, LXV [1990], s. 124). Bunun yanı sıra adı geçen köyde bir çilehâne ile mektebin, Denizli’nin merkezinde bir medrese ile ona ait bir çeşmenin halk tarafından Merkez Efendi’ye nisbet edildiği belirtilmektedir (Çalıkoğlu, s. 35). Tekkesinin yanındaki şifalı olduğuna inanılan suyun Merkez Efendi tarafından bulunduğu ve ardından buraya bir hamam yapıldığı, o sıralarda boş bir arazi olan bu mahallin çevresinin kısa sürede dolduğu ve halk arasında bölgenin “Merkez vilâyeti” diye anılmaya başlandığı nakledilir (Yûsuf b. Ya‘kūb, s. 56). 
 
959’da (1552) vefat eden Merkez Efendi, Mevlânâkapı dışında kendi adıyla anılan dergâhın yanına defnedilmiş, kabrinin üzerine daha sonra bir türbe inşa edilmiştir. Türbesi İstanbul’un en önemli ziyaretgâhlarından biridir (bk. MERKEZ EFENDİ KÜLLİYESİ). Halvetî-Sünbülî şeyhi Yûsuf b. Ya‘kūb’un verdiği bilgiye göre (Menâkıb-ı Şerîf, s. 56) cenaze namazı Fâtih Camii’nde Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi tarafından kıldırılmıştır. Ebüssuûd Efendi’nin onun için, “Dünyada riyâsız bir onu görmüştük” dediği nakledilir (a.g.e., a.y.; Hulvî, vr. 225b). 
 
500’den fazla halifesi olduğu belirtilen Merkez Efendi’den sonra Koca Mustafa Paşa Dergâhı’nda yerine kimin geçtiği hususunda kaynaklar oğlu Ahmed Çelebi ile Yâkub Halîfe arasında ihtilâf etmişse de Nev‘îzâde Atâî ve Hulvî’nin kayıtlarından posta önce Ahmed Çelebi’nin oturduğu, bir müddet sonra kendi isteğiyle makamından ayrılınca yerine Yâkub Halîfe’nin geçtiği anlaşılmaktadır (Zeyl-i Şekāik, s. 63; Lemezât-ı Hulviyye, vr. 225). Merkez Efendi’nin telif ettiği bir eser bulunmamakta, ancak kaynaklarda bazı ilâhilerine rastlanmaktadır. “Merkezî” mahlasını kullandığı bu ilâhilerden üçü ihtiva ettiği kavramların açıklamasıyla birlikte İsmail Yakıt tarafından yayımlanmıştır (bk. bibl.). 
 
BİBLİYOGRAFYA 
Taşköprizâde, eş-Şeḳāʾiḳ, s. 541-542; Yûsuf b. Ya‘kūb, Menâkıb-ı Şerîf ve Tarîkatnâme-i Pîrân ve Meşâyih-i Tarîkat-ı Aliyye-i Halvetiyye, İstanbul 1290, s. 46-64; Mecdî, Şekāik Tercümesi, s. 523; Âlî Mustafa Efendi, Künhü’l-ahbâr, İÜ Ktp., TY, nr. 5959, vr. 379b; Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 63, 156, 193, 203-205, 355, 360; Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 281, vr. 219b-230b; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, I, 372; Ayvansarâyî, Hadîkatü’l-cevâmi‘, I, 163, 230-232, 257-258; Osmanlı Müellifleri, I, 23, 42, 160-161; Hüseyin Vassâf, Sefîne, III, 268-275, 343; M. Asım Çalıkoğlu, Sünbül Efendi ve Merkez Efendi’nin Resimli Hayatı ve Hüviyetleri, İstanbul 1960, s. 32-47; Zâkir Şükrü, Mecmûa-i Tekâyâ (Tayşi), s. 2, 4; Ali Haydar Bayat, Manisa Mesir Bayramı ve Darüşşifası, Manisa 1981, s. 26; a.mlf., “Yeni Kaynakların Işığında Merkez Efendi ve Hakkında Bazı Yanlışlıkların Düzeltilmesi”, TDA, LXV (1990), s. 121-131; Feridun M. Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazası, Ankara 1989, s. 96; İsmail Yakıt, “Merkez Efendi ve Şiirlerindeki Tasavvuf Felsefesine Ait Kavramların Açıklanması”, Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu: Bildiriler, Denizli 1989, s. 124-129; Mefail Hızlı, XIV-XVI. Yüzyıllarda Bursa Medreseleri (doktora tezi, 1991), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 111; Nazif Velikâhyaoğlu, Sümbüliyye Tarikatı ve Kocamustafapaşa Külliyesi, İstanbul 1999, s. 180-191; Reşat Öngören, Osmanlılar’da Tasavvuf, İstanbul 2000, s. 60-77, 272-274, 318-319; Tahsin Yazıcı, “Fetihten Sonra Halvetiler”, İstanbul Enstitüsü Dergisi, sy. 2, İstanbul 1956, s. 104-113; a.mlf., “Merkez Efendi”, İA, VII, 768-769; Emel Esin, “Merkez Efendi ile Şah Sultan Hakkında Bir Hâşiye”, TM, XIX (1979), s. 65-92; Abdülkadir Karahan, “Lâmiî”, İA, VII, 11; Fr. Babinger, “Merkez”, EI2 (İng.), VI, 1023; Günay Kut, “Ahmed Paşa, Bursalı”, DİA, II, 111-112; Doğan Yavaş, “Hafsa Sultan Külliyesi”, a.e., XV, 123-124; Baha Tanman, “Merkez Efendi Külliyesi”, DBİst.A, V, 396; a.mlf., “Mirza Baba Tekkesi”, a.e., V, 474-475; a.mlf., “Şah Sultan Camii ve Tekkesi”, a.e., VII, 125.
 
Kaynak:TDV İslam Ansiklopedisi
https://www.tccb.gov.tr/
https://www.icisleri.gov.tr/
https://www.turkiye.gov.tr/
https://www.cimer.gov.tr/
 
  • Resmi Gazete
  • Erişilebilirlik
  • Kullanım ve Gizlilik
  • Kolluk Gözetim Komisyonu
Gümüşçay Mah. Çiğdem Caddesi No:64 Merkezefendi / DENİZLİ E-mail:merkezefendi@icisleri.gov.tr Fax: +90 0258 261 81 03
+90 (0258) 261 81 01 – 02
 
Sizlere daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerezlere yer veriyoruz 🍪 Çerez politikamız hakkında bilgi edinmek için tıklayınız